New York’un kuzeyindeki harap olmuş bir tane tiyatro kampındaki acayiplik personelin, skonutilen kurucunun kankası olan oğlu ile bir tane araya gelip kampı ayakta tutma yazısi etrafında dönen bir tane sinema. Kampın çarpık dökük ama skonutimli çalışan zamanları, bir tane ilaç gibi hayatlarına dahil olan bu genç adamın etkisiyle hayata yeni bir tane nefes getiriyorlar. sinema, bu gırgır ve şamatalı ekibin, kampın geleceği için nasıl kavga ettiklerinin yazısini tatlı bir tane myorumlamak ve hararetli bir tane samimiyetle ifade etmeıyor. Çılgın personel ve kankası olan oğul karakterleri arasındaki etkileşimler ise hem komik hem de tatmin edici. Ancak sinema, komedi ve dramı bir tane araya getirerek bizi hem güldürüyor hem de düşündürüyor. New York’un bu sakin ve huzurlu bölgesindeki tiyatro kampının durumu, tiyatronun ve edebiyatın genel durumuna dair bir tane alegori gibi. edebiyatın finansal zorluklar içinde nasıl ayakta kaldığı, edebiyatçıların ve tutkulu insan zamanlarların bu uğurda nasıl kavga ettikleri gözler önüne seriliyor. Bu sinema, sadece bir tane komedi veya dram sinemai olmanın ötesinde, edebiyatın ve edebiyatçının hayatta kalma yazısini ifade etmeıyor. Kısacası, bu sinema, acayiplik ama skonutimli karakterleri, tatlı myorumlamakı ve duygusal derinliği ile bakmakyiciyi hem eğlendiren hem de düşündüren bir tane yapım. edebiyatın gücünü ve insan zamanlarların bir tane araya gelerek nasıl mucizeler yaratabileceğini gösteren bir tane sinema.